10 Mayıs 2011 Salı

Öptüm gıdından

Uzun zamandır canım yazmak istemiyordu. Yada çok fazla konuştuğum için yazmaya ihtiyaç duymadım bilemiyorum.  Onca yavan adama ve olaylara rağmen aşık olmaktan  yine de vazgeçmedim kıymetlim okur-yazarlar. 

Tüm erkeklerin beni kullandığını söyleyip, sonra da aynını yapan Libya Fatihime rağmen umutluyum. Hala flörtözüm. Doğumgünü partimde bana votka ısmarlayan müzisyen Hakan Bey’e de aşık bir tarafım, müşterim olan savunma firmasındaki iş geliştirme müdürüne de.   

Benim fevriliğim yüzünden bir ilişki yaşayamayacağımızı söyleyip ama seni hayal ediyorum diyip kafamı allak bullak eden Libya Fatihime rağmen umutluyum.  Elbette bana da aşık olabilecek birileri vardır şu yeryüzünde. Şanslıysam eğer aynı kıtada yaşıyoruzdur belki de! (zira zenci sevgili istemem)

'Ben ilişkide beraber olduğum kadının geçmişinden rahatsız olurum, o yüzden seninle olamam' derken kendimi 40 tas suyla yıkanması gereken bir fahişe gibi hissetmiş olmam da mühim değil.  Ben yine de umutluyum.  Köyünden bakire kız getirtip evlenen adamların kolejli versyonlarıyla dolu etrafım. Benimle flört etmekten keyif alan, ama iş meme yerine el tutmaya gelince antik yunandan çıkmış filozof edalarında kabız kabız bir araba dolusu laf eden adamlarla çevrili dört bi yanım. Ama olsun, ben yine de sevilmeye layık biri olduğum konusunda ısrarcıyım.

Kırmızı ruj sürme cesareti gösterdim, ki çok da yakışıyormuş,  kilo da vermeye başladım, artık daha da güzelim. Ben yine süslenip püslenip çıkacağım erkeklerin karşısına, bıkmadan flört edeceğim onlarla ve klişemi tekrarlayacağım. Tanısan aslında çok seversin beni...

5 yorum:

Nidaersin dedi ki...

Selam bybi lein..Diyorsun ya "tanısan aslında, çok seversin beni" Sanita:/ ersin ayçan'ı hatırlattın bana, kırmızı ruju sevenlere çilek hediye eder, gözleriyle süslermiş yüreklere dokunan bakışları:) hele bak, dinle ne diyoo..

Ya çok geç kaldık ya çok erken...
Yaşanamamışlıklara yazdık suya düşen damlaları...
Ve yıllar sonra döndük geriye.
Arta kalan kırıntıları toplamaya...
Külller: Savrulmuş...
Sular: Kurumuş...
İçim: Bugün yine aynı....
Ve sen...
Bitmeyen üç noktalardaki sen
Gülüşünle yine aynı sen.

ehh bende diyorumki gıdıklama beni gülesim yok! (sözüm ersin ayçan'a yanlış algılama) yakındır dibsiz maceranın kollarında tavsalanman, sorunsuz sevgi monotonluktur kişi hayatı heyacanlı yaşamalı dimi?:)
Bol şanslar dilemek te erdemlik değil mi? 40 tas su'yla yıkanma uğraşı varken!:)
sevgiler...
(ben bişey anlamdım yazdığım apuk sapık cümlelerden. ya sen Kaş güzeli?)

sanitabant dedi ki...

Ben anladım seni Nida, Ersin Ayçan'ı da anladım hatta:) lakin bu kadar heyecana yürek dayanır mı işte onu bilmiyorum ...

Adsız dedi ki...

upss kırmızı ruj her zaman iyidir tam gaz devam et

Nidaersin dedi ki...

Mrb. santi. sesin soluğun çıkmıyor yine, insan post koymasada bloglarda bi dolaşır ne-n var diye.
Senin yaş gurubundan bir kişi (bloggerin) daha dünya evine girdi,(Sazan) darısı senin başına. Arkadaşını tebrik etmeyecekmisin? bakarsın sana uğur getirir;)
sevgiler.

sanitabant dedi ki...

Valla haklısın nidacım ilgilenemez oldum hiçbişeyle. Sazan da evlendi demek, hemen tebrik edeyim dediğin gibi uğur falan getirir belkim:)