12 Temmuz 2010 Pazartesi

Aşkı asgaride tuttum!


Bugün çok pozitif bakıyorum hayata bilog. Hep böyle sevdim sevilmedim tarzı ilişkilerimle can sıkıyorum ya, aslında tam olarak yansıtmıyorum herşeyi. Sevilmeyen mutsuz kız imajı çizmek hoşuma gidiyor, teselli eden de çıkıyor mutlu oluyorum işte.

Gerçek şu ki: basbaya benden hoşlanan erkekler de var etrafımda. Hiç bunları anlatmadım size. Ama artık zamanı geldi. Tipleri, çalıştıkları sektörleri farklı da olsa hepsinin  tek bir ortak noktası var: asgari ücretli olmaları.

Beni her gördüğünde kitlenen şok marketin kasiyerini bilmiyorsunuz mesela. Çamaşır suyu lekeli eşofmanımı da görse , duştan sonra kabarmış fatih ürek modeli saçımı da yine de değişmiyor hisleri. Dünyanın en güzel kadınıymışım gibi bakıyor yine de. Arada bir bakımlı gördüğünde de, ‘vayy neydin ne olmuşun’ bakışı atıp rencide etmiyor beni hiçbir şekilde. Ayy bebeyim benim.

Sonraa, her zaman gittiğimiz kebapçıdaki garson çocuk! Şiş istiyorum mesela, masadaki herkese 6 şiş gelirken bana 8 tane geliyor. Masaya koyarken de göz kırpıyor çılgın. ‘Maşallah iyi yediniz’ diyerek komplimanını da eksik etmiyor. Üzerine de irmik helvası ikram ediyor. Ben yedikçe mutlu olan bir erkek var hayatımda ne şahane değil mi?

Taksi durağındaki şoför İbrahim mesela. Ay nasıl kibar nasıl tatlı. Hemen kapımı açıyor, poşetlerimi alıyor. Bir hürmet, bir ikram dostlar başına. ‘Nasılsınız hamfendi?’ akabinde bir mevzu açıyor hep. Fikirlerimi, görüşlerimi can kulağıyla dinliyor. Yaptığım her espriye gülüyor. Eve kapatıp, sabahlara kadar hayatımı anlatasım geliyor  bazen .

Bakkalın çırağı Hüseyin’i de anlatmadım tabi. Ne zaman görse ‘ayy çok tatlısınız sanita hanım, bugün de ayrı bir güzelsiniz, bi kere öpebilir miyim?’ diye sarılıyor. Afyonum bile patlamamışken, o nemrut halime bile iltifatlar yağdırıyor ya, yüzüm değişiveriyor hemen. Akabinde  bir özgüven, bir sevecenlik çöküyor üzerime, pamık prenses edalarıyla giriyorum ajansa.

Müdavimi olduğum barın garsonu Memeti de bilmezsiniz siz.  Ne vakit görse, “gene mi erkek yok yanında, fıstık gibi hatunsun bu herifler mal valla” diye anında havaya sokuyor beni. Olan erkekleri de beğenmiyo zaten, “bunu mu buldun götüm gibi” diye. Votkam her zaman torpilli geliyor. Bazen bonkörlüğü abartıyor, ‘bu gece içmicem soda alayım’ dediğimde de bonkörlüğünden taviz vermeden, sodama votka damlatıyor. Param yok zannediyo zaar. Cüzdanımı düşünen Memeti sevmeyim de ne yapayım ben?

Benden hoşlanan erkeklerin görünen bu özelliklerini toplayıp bir araya getirdiğimde mükemmel karışım ortaya çıkıyor. İstediğim gibi bi koca bulamassam eğer, bunlardan birini alırım artık nikahıma. Ömür boyu asgari ücrete talim, yiyerek yedirerek mutlu bir hayatım olur belki de. 

Not: Asgari ücretli insanları nasıl aşşağılarsın tarzı yorumlar yapıp üzmeyin beni, hadi canlarım. 

2 Temmuz 2010 Cuma

Ben yaşlandım da sen durdun mu be Şebo!



Şebnem Ferah konserinden geliyorum ey okuryazar. 7,5 yaşındaki yiğenimin 1 hafta boyunca yoğun ısrarı, ajitasyonu ve hatta tehditi sayesinde fanta gençlik festivaline gitmeye karar verdim. Çocuk en son, ‘bu beni götürmediğiniz 4. Konser olacak, buna da gidemessem eğer depresyona girerim’ diyince tırstım valla. Bi adım ötesi kendimi keserim olabilirdi.
Anacım çocuk günler evel biletin derdine düştü. Parayla satılmıyomuş, fanta kapağı biriktircekmişiz illa. ‘3 kişi için kaç kapak lazım?’ dedim ‘30’ dedi. ‘Oha o kadar fantayı kim içecek?’ dedim, çocuk iyice depresyona girdi. ‘Nestea mango olsa içerim de fantayı ben içemem’ dedi. Hazır dişime göre birini buldum ya, bacak kadar bebeye sardım ben de. ‘E bende içemem naapcaz?’ diyince yavrumun gözleri doldu. ‘Alıp döksek’ dedi çekingence, ‘oha o kadar para verip bide dökcekmiyiz?’ diyince yutkundu. Tüm akşam çocukla eğlendik resmen. Valla hayvanız billa hayvanız. Sonunda tamam hallederiz bilet işini diye tatlıya bağladım.
Hasılı gittik konsere. Netice itibariyle türküz, öyle kapakla mapakla olmaz bu iş, bi yolunu buluruz diye elimizi kolumuzu sallaya sallaya girdik. Nooldu? Tabiki yurdum insanı beni hayalkırıklığına uğratmadı. Girişte karaborsadan mis gibi aldık biletlerimizi.
İlk grup TNK idi. Solistin sesi müthişti valla. İncelemeye alınacaklar listesine ekledim. Konser alanında yaş ortalaması 15-22 idi. Bide arada tektük veliler. TNK sonrası ceza çıktı. Valla tek kelime bişey anlamasam da bir nefeste baştan sona tüm şarkıyı söylediği için ayakta alkışladım elemanı. İstesem de oturacak yer yoktu zaten.
Ceza maminimimini gibi bişeyler gargara ederken dibimde ergen çocukların bana baktığını fark ettim. Döndüm hayırdır der gibi göz kırptım. En ergeni ‘ apla başın ağrımadı mı ‘ dedi. ‘Niye çok mu yaşlı duruyorum’ dedim kompliman beklercesine. Bebe de ‘30 duruyosun’ diyince dumur oldum lan. Ehe öhö diye gülüp, ‘helal ya nası bildin’ diyebildim gerzekçe. Abicim bildiğin veli olmuştum.
İçimden neler söyledim ama çocuğa. ‘Gerizekalı, ceza kim lan? Bu müziğin atası run dmc, the fat boys ve hatta cartel ile büyüdüm ben. Hah aynen öyle onlar kim la diye bakarsın ergen kıro’.
Ceza vodafone kırmızısı şarkısını söyleyip sahneyi Şebnem’e bıraktı. Bu hatunu ben en az 5 kere canlı dinlemişimdir. Üniverste şenliklerinde favori sanatçılardandır. Kooperatif borcumu var neyse her konsere atlıyo hatun. Tarzını sevmem, hele böyle bebesini kesiyolarmış gibi 2 büklüm olup çığlık atmaları beni öldürür(dü).
Ergen kıroların gerçekçi ama gurur kırıcı lafından ötürü içlenip, bi sigara yaktım. Ablam yiğenimle ilgileniyodu. Şebnem o sırada sigara şarkısını söyledi. Allahım bu kadar mı güzel gelir melodi, sözler. Resmen kadın beni büyüledi.
Sonraki şarkı benim için gelsin dedim hazır damara bağlamışken. Mayın tarlasını söyledi. Gözlerim doldu resmen. Çok dokundu, içim acıdı.
Sonuna kadar aşk ya sadece inanmışım
Koşmuşum düşmüşüm kalkmışım
Sevişmek sevmekten gelir inanmışım
Elimden tuttuğunda öyle bi güvenmişim ki
Bize bi şey olmaz sanmışım(hep sanmışım)
Mayın tarlasında bir adam sevmişim aşk sanıp da
Soyunup korkusuzca çırılçıplak kalmışım
Aşk filmlerinde olur ya, işte öyle sevmişim sonunda
Bedenim sağlam bulunmuş, yüreğim paramparça
dedi Şebnem, ‘aynen’ dedim. Bide tüm organlarımı çıkartıp(beynim dahil), tersyüz edip tazzikli suyla yıkayıp, tüm pisliklerden arındırıp, tekrar yerlerine takasım geldi.