20 Eylül 2010 Pazartesi

Bana keyboardcu değil piyanist yakışır tamam mı?



Uzun süredir bloğumla ilgilenemedim özür dilerim, beni merak eden herkese çok teşekkür ederim klişelerinden ölesiye midem bulanıyor. Bu ne samimiyetsiz samimiyet halleri allasen, niye özür dileyeceksin abicim? Kitleler kapına dayanıp “Sanita allasen iki kelime yaz da kanayan yüreklerimize bir parça su serp” mi diyor? Onu bunu boşver, ben ölsem hanginizin haberi olacak? Gerçekten lan, buna taktım kafayı . Ben ölürsem bir fatiha okuyan bile çıkamayacak mı  aranızdan? Ben size herşeyimi açıyorum oysa ki! Şöhretin bedeli hep yalnızlık mıdır arkadaş?

Sizlere kırgınlığımın dışa vurumunun ardından geçelim gündemdeki sıcak gelişmelere. Sanita aşık oldu yetişin komşular.

Bayram öncesi ve bayram süreci boyunca ben yine Kaş’taydım. Beyzademle orada tanıştım. Ona Oldboy diyelim olur mu? Kendisi benden 17 yaş kadar büyük. Müzisyen, hemde kuyruklu piyanosu var. Tarz sahibi, hiperaktif, enerji yumağı bir insan.

Dönmeden bir gece evvel tanıştım zatla. Ertesi gün de tüm gün beraberdik. Adamdan öyle etkilendim ki konuşurken gıdıklanıyormuş gibi çıkıyordu sesim. Yüzümdeki o yavşak gülümsemeyi anlatmıyorum bile. Oldboy’umun küçük bir alkol problemi var. Millete göre alkolik, ona göreyse içtiği miktar tatmin edici kesinlikle. Ablam duysa oyar, annem duysa fenalaşır, kardeşim duysa o en olgun ve sahte tebessümüyle “ah yazık” diye dinler. Bir tek arkadaşlarım destekçim.

Döndüğümden beri eskort kızlar gibi elimden telefonu düşürmüyorum. Allahtan internetli bir telefon sahibi oldum da artık, her türlü iletişime açığım. Gece yarısı atılan tek kelimelik “Sanita! “ maillerine bile çok derin anlamlar yükleyip, bana aşık olduğunu hatta benimle evlenip Kaşta mutlu mesut bir hayat geçirmek istediğini falan düşünebiliyorum. O derece ergen hallerdeyim sormayın.

Geçenlerde arayıp:
    - Bak Oldboy’cum, ben 29 ekimde gelecektim normalde ama seni tanımak gibi ekstrem bir durumla karşılaştım. Dolayısıyla bu heyecanla 29 ekimi beklemek benim için gavur eziyetinden farksız. Bu ilişkide edilgen sen olduğun için senden şu aşamada çok birşey bekleyemem. O yüzden ilk hamle benden, 8 Ekimde ordayım


dedim. Oldboy şaşırdı tabi, çok direkt konuşuyosun dedi. “Evet bebeğim hem direktim hem de sabırsız” dedim. Bilmiyorum çok nemfoman gibi de görünmüş olabilirim ama cidden umrumda değil. Gidip bakıcam arkadaş, bu adamın numarası bir günlük müymüş diye.

Uçak biletimi aldım, beni havaalanından alacak. Bilen bilir Kaş’la Antalya arası arabayla 3-4 saat kadar. Yani büyük özveride bulunuyor bebeğim. Kesin aşık oldu bu bana, bak diyim.

Şu an hayatımın tek uğraşı Oldboy. Tek sıkıntısı ise bunu ablamla paylaşmak. Senden çok büyük, ayrıca alkolik diyerek başlayan uzun bir nutuk beni bekliyor. Savunmamı ise gün gün tamamlıyorum. Babasını genç yaşta kaybetmiş kız çocuğu sendromundan tutun da, 32 yaşında koskoca kadınım bu hayat benime varan  içerikte birşeyler düşündüm.

Sıra geldi siz okuyuculaımdan isteğime. Benim uğraşım bir yere kadar tabii, bundan sonrası sizlerin performansına kalmış artık. Benim için dua edin, totem yapın, Eyüp Sultan’a falan çaput bağlayın, ama lütfen birşey yapın ya.Bu da olmazsa vebalim boynunuzda haberiniz olsun.




Not: Yazımı eklemek için bloğuma girdiğimde Nida Ersin’in mesajını gördüm, beni merak eden bir tek o olmuş. Kendisine kucak dolusu sevgilerimi yollayip, adıma totem yapma ödülünü layık görüyorum.













10 yorum:

Leah dedi ki...

Tam mutlu olmayı hak etcek hatunsun amma ve lakin bugünün bir de yarını var diyip şimdi evlenseniz çocuğunuz olsa, o çocuk össye girdiğinde adam 68-70 yaşında olur be annem. Çok mu abarttım :D

Tamam evlenmeyin, takılın siz sadece, o zaman kabul ederim ben :p

Nida beni hiç sevmiyo galiba artık, ben blogumu kapattım, açtım, bi kere bile gelip "selam" dimedi bağa :(

sanitabant dedi ki...

Yok valla haklısın leaycım lakin taşa geçiyo kendime geçmiyo sözüm:)

Millete kızıyorum ama bak bende aynıymışım, bloğunu açıp kapatmışsın bilemedim bile. Kendi bloğumla iletişimimi kesince başka blogları da takip edemedim haliyle:(

Joey Potter dedi ki...

Sana mail attım neredesin öldün mü diye hıh. Eminim bakmamışsındır bile. Cık cık cık!

sanitabant dedi ki...

yapma yav, übersonik telefonum tüm mailleri düşer düşmez en yüksek derecedeki sesiyle haberde veriyo ama görememişim demekki:) öperim gıdından

Hatchipu dedi ki...

lan snaita yeminlen her allaaan günü geldim baktim genizden yeni birseyler gelmismi diye. sirf seni aceleye sokmamak icin, sana baski yapmamak icin, seni rahat birakmak icin demedim birsey "lan nerdesiiiin, öldünmü kaldinmi " diye.
sen yaz anam, inan her gün okurum =)

caput falan baglama olayina gelince.

sana en cillobundan bir "big babol" sakizi kurban ediyorum anacim.

haydi hayirlisi. =)

Joey Potter dedi ki...

Sen cevap vermeyince ben sallamıyorsun diye düşündüm :) Hatta bir soru sormuştun hani blogla ilgili onu halledebildin mi diyede sormuştum :)

sanitabant dedi ki...

hatchipucum big babolunu kıyıp benim için kurban ediyosan eğer sen beni gerçekten seviyosun lan:)))gerçi senin aşkın balondu söndü anlamında anlamaz umarım yüce rebbim:)

joey tamam ya maillerini bile kontrol edemeyen moron bir insan olduğumu göstertme artık cümle aleme:)) toplu kıyımlarda onu da silmişim zaar. Valla özür billa özür

Joey Potter dedi ki...

Ya ne bileyim sen öyle ağlayınca kimse beni merak etmiyor ne bahstsızm lan blog diye söyleme gereği hissettim ha ha ha ha ha.

Bu ara da yeni bir hayal kırıklığımı bekliyor kapıda? Öyle olmaz umarım :(

sanitabant dedi ki...

O ne biçim laf ağzından yel alsın Joey. Hayal kırıklığı değil hayal kurmaca olsun artık please:)

The Brubaker dedi ki...

vet gazebodan gelsin .. Sıhhiyeden Alev ve tüm mahalleye..
Gazebo Söylüyor.
I like Chopin :)